GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ÜSKÜDAR MEVLEVÎHÂNESİ – Sezai Küçük

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ÜSKÜDAR MEVLEVÎHÂNESİ – Sezai Küçük

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ÜSKÜDAR MEVLEVÎHÂNESİ – Sezai Küçük 150 150 Hz. Mevlâna Dergâhı

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ÜSKÜDAR MEVLEVÎHÂNESİ

Sezai Küçük

A. İstanbul Mevlevîliği

Mevlevîlik, XIII. asır sonlarında Konya’da Mevlânâ Celaleddin Rûmî adına, oğlu Sultan Veled tarafından kurulan tarîkatın adıdır. Bu tarîkat, “Efendimiz” anlamına gelen “Mevlânâ” adıyla anılan Belhli Celâleddîn Muhammed’e nispet edilmiş ve vefatından sonra Konya’da gelişip, Anadolu Beylikler dönemi ve altı asırlık Osmanlı İmparatorluğu boyunca, Türk toplumunu belki de en yakından etkileyen tarîkatlardan birisi olmuştur.

Mevlânâ’dan sonra yerine geçen Hüsameddin Çelebi, Mevlânâ’yı sevenleri ve bağlılarını bir arada tutmuş fakat bir tarîkat ihdâs etmemiştir.1 Hüsameddin Çelebi’den sonra Mevlânâ’nın oğlu Sultan Veled’in babasının makamına geçmesiyle birlikte, Mevlevîliğin tarîkat olarak kuruluş dönemi başlamıştır. Teşkilatçı bir kişiliğe sahip olan Sultan Veled, Mevlânâ türbesinin yapılmasını sağlamış, bu suretle Mevlânâ’yı sevenler için tekke anlamına bir merkez kurulmuştur. Zamanında görevde olan idarecilerle kurduğu yakınlık neticeinde türbeye vakıflar sağlamış, Amasya, Erzincan ve Kırşehir’e halifeler gönderip, Mevlevî tekkeleri açtırmış ve tarîkatın usûl ve erkanını tespit ederek, Mevlevîliği kuralları, törenleri sabit bir tarîkat haline getirmeye çalışmıştır.2