MEVLEVİHANENİN KALBİ MATBÂH-I ŞERİF: ÖNEMİ VE MEKÂNSAL ÖZELLİKLERİ
İrem ÇAFA, Yılmaz SEÇİM, Ayşe Büşra MADENCİ
Giriş
Toplumların beslenme alışkanlıkları günümüze gelene kadar halkın dini görüşü, adetleri, gelenekleri ve coğrafi özellikleri gibi etkenlere bağlı olarak farklılıklar göstermektedir. Bu faktörlere göre de toplumların birbirlerinden farklı mutfak kültürleri ve yapıları ortaya çıkmaktadır (Ceylan ve Yaman, 2018:2173). Mutfak kültürü oluşumunda en büyük etkenlerden biri olan din unsuru özellikle Türk mutfak kültürüne bakıldığında önemli bir konumdadır. Mutfak yapısında din faktörünün etkileri yeri geldiğinde coğrafi özelliklerin ve iklim şartlarının önüne geçmektedir. İslamiyet’le birlikte gelen dini kurallar, helal ve haram kavramları Türk mutfağındaki beslenme alışkanlıklarına yön vermektedir.
En eski mutfak kültürlerinden biri kabul edilen Türk mutfak kültürü, tarih öncesi dönem, Orta Asya, Selçuklu, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet Dönemi’nden etkilenerek gelişmiş bir mutfak yapısına sahiptir (Büyükipekçi, 2019:1). Türk mutfak kültürünün bir parçası olan Mevlevi mutfağı da özellikle İç Anadolu Bölgesinde 13. yüzyıldan günümüze halen özelliklerini yansıtmakta olup Mevlevilik döneminde mutfağa ne kadar önem verildiğini gözler önüne sermektedir. Mevlevi kültürünün temeli Mevlana Hazretleri’nin öğretilerine dayanmaktadır. Verilen eğitimin mutfakta başlamasıyla birlikte Mevlevilik anlayışı, geniş adap ve mutfak kuralları çerçevesinde oluşturulmuştur (Ertaş, Bulut Solak ve Kılınç, 2017: 53-54).
Mutfak, mimarlık tarihi boyunca yemek pişirilen mekân ve evin en önemli bölümü olarak ele alınıp inşa edilmiştir. Mekânsal açıdan bakıldığında ise mutfak, toplumlarda sadece yemek yenilen bir alan değil aynı zamanda oturma ve sohbet edilebilen yer olarak da görülmektedir. Ancak dergâh mutfaklarının farklı işlevleri de bulunmaktadır. Örneğin; Mevlevihanelerde mutfak bu özelliklerinin dışında bir eğitim alanı olarak kullanılmıştır (Odabaşı, 2001; 11-12).
Mevlevilik anlayışının icra yeri olan Mevlevihaneler, amacı insanı olgunlaştırıp pişirmek, onlara yol göstermek, nefis terbiyesi vermek olan eğitim yeridir. Mevlevihanelerde önemli bir yere sahip olan Matbâh-ı Şerif (mutfak) de, derviş adaylarının Allah yolunda ilk tasavvuf eğitimlerini aldıkları çilehanedir. Dervişlere verilen bu eğitimden sorumlu kişi ise Ateşbâz-ı Veli yani Aşçı Dede’dir. Eğitim veren aşçı dede olmasının yanı sıra Ateşbâz-ı Veli’nin ilk görevi mutfağın idaresi, giderleri, muhasebesi ve bütün sorumluluğunu üstlenmektir (Aksoy, Akbulut ve İflazoğlu, 2016:97).