Horasan Erleri

Horasan Erleri

Horasan Erleri 800 533 Hz. Mevlâna Dergâhı

Kademât-ı Pir (Pîr’in mertebeleri), Huzûr-ı Pir (Pir’in huzuru) veya Dâhil-i Uşşak (Aşıkların içi) diye bilinen koridorun, Semahane girişi ile, Mescid girişinde yer alan “Çerağ Kapısı” arasındaki kalan bölümü, yerden 60 cm yükseltilerek seki haline getirilmiş ve iki ayrı bölüm halinde Horasan Erleri’ne ayrılmıştır.

Birinci bölüm 150x475cm, ikinci bölüm ise 150x450cm ebatlarındadır. Birinci bölümde iki, ikinci bölümde ise dört adet üzerleri işlemeli örtüler ile örtülmüş sandukalı mezar vardır. Bu sandukalı mezarlara defn edilenlerin kimlikleri belli değildir. Ancak Mevlânâ ve babası ile birlikte Horasan’ın Belh şehrinden göçüp gelen erenlerden oldukları söylenilir. Bu nedenle de kendilerine, “HORASAN ERENLERİ” ismi verilmiş, zamanla bu isim söyleniliş kolaylığı nedeniyle, “HORASAN ERLERİ”ne dönüşmüştür.

Horasan Erleri’nin yer aldığı iki bölümde, kuzey yönünde yer alan Mescid Bölümü’nden önce, altta üzeri oyma motifli 160 cm yüksekliğinde ve 18 cm kalınlığında kesme taş duvarla ayrılmıştır. Sonra duvarların üzerine 105 cm yüksekliğinde çeşitli ebatlardaki içleri çıta işçilikli kafes görünümü verilmiş, çerçeveler konulmuştur

Birinci bölümde ikili Horasan Erleri’nin ayak ucunda, ilhanlı Hükümdarı’nın yaptırdığı “Nisan Tası” teşhir edilirken, duvarlarda da değerli hattatların levhaları yer almaktadır. Horasan Erleri’nin yukarısında bulunan zincirlerde ise, hepsi birer şaheser olan cam, telkari ve dökme işçilikli kandiller sergilenmektedir.

NİSAN TASI

Müze Envanteri’nin 384 no’suna kayıtlı olan “Nisan Tası” üzerindeki kitabesine göre İlhanlı Hükümdarı Ebû Sa’id Bahâdır Han tarafından Musul’da yaptırılmış ve Emir Sungur Ağa’nın aracılığı ile, 734 H -1333 M. yılında Mevlânâ Dergâhına hediye edilmiştir.

Nisan Tası 33.375 kg. ağırlığında ve 135 cm yüksekliğindedir. Bakırdan yapılmıştır. Kapak, gövde, bilezik ve kaide olmak üzere dört parçadan ibarettir Kapağın üzerinde, kuyruğu kırılmış olan bir horoz heykeli yer alır.

Kapak ve gövdede, Ebû Sa’îd Bahâdır Han için kûfî hât ile yazılmış övgü dolu şiirler vardır Ayrıca bedende yer alan 6 adet pano üzerinde, altın ve gümüş kakma sanatı ile yapılmış geometrik ve nebatî motiflere, başta ördek, kuş, kurt, keçi, tavşan, at, tazı gibi av hayvanları ve av sahneleri yanında, bazı tarihi olaylara, hükümdar, elçi ve cariyelerden oluşan toplantı ve eğlence motiflerine yer verilmiştir

Mevlânâ Müzesi’nin 1941-1954 yılları arasında müdürlüğünü yapmış olan M. Zeki Oral, 1954 yılında yazdığı ve T.T. Kurumunca bastırılan “NİSAN TASI” adlı kitapçığında, “NisanTası’nın kullanımı ve yeri” konusunda şöyle diyor:

NİSAN TASININ ADI

İhtiyar Mevlevilerin anlatışlarına göre Nisan Tası, Dergâh içinde ve Horasan Erleri kabirlerinin ayak ucunda, yani bugün methalden mescide geçilen kapının yanındaki, yüksekçe yerin nihayetinde bulunurdu.

Nisan yağmuru milli gelenek halinde uğurlu sayıldığı gibi, mevleviler de pek mübarek tutarlardı. Dergâhta bu yağmurdan, büyük kazanlara bol miktarda toplanır, üzerine dualar okunur. Çelebi evlerine ve büyük memurlara dağıtılırdı. Halktan isteyenlere de verirlerdi. Nisan Tasına toplanan suya, Hazreti Mevlânâ’nın sarığının ucu, taylasanı batırıldığı için destar suyu da denilirdi. Suyun iç sıkıntılarını gidermek için, şifa niyetine verildiği gibi, tarlalara bereket için saçıldığı da olurdu. İşte bu güzel eserin içine Nisan yağmuru konduğu için, adına Nisan Tası denilmiştir.